11 Temmuz 2010 Pazar

NYFA için Interview 1. gün

Başlık garip oldu biraz fakat anlayadığınız üzere, okula girmek için girdiğim interview da kendi başına bir maceraydı.

Bilenler bilir, anneannem kışları Floridada olduğundan kendimi bildim bileli sömestr tatilinde ailecek onun yanına gideriz. Ben de uzun yazışmalar sonucunda Admissions departmanında benimle ilgilenen adama interview'ım için Amerikada olduğum bir tarihi ayarlayalım dedim. "OK" dedi. Sonuçta bir tarih ayarladık. Saat 11 de beni arayacaklardı. Telefonu verdim ve gün gelince beni aldı bir heyecan bir heyecan. Sonuçta kabul edilip edilmeyeceğim tam belli değildi. Her şey o interview'a bağlıydı. Sabah arayacakları için o gün bütün gün evde oturmaya da gerek yoktu. Bittikten sonra dışarı çıkabilecektik:) OLEY.

O gün geldiğinde sabah erkenden kalktım. O kadar heyecanlıydım ki ilkokula başlayan çocuklar gibiydim. Geçtim telefonun başına. Bekliyorum Bekliyorum arayan yok. Saat 11 oldu. Kimse aramadı. 12 oldu arayan yok. Acaba telefon mu bozuk diyorum.1 oldu kimse aramıyor. Dedim heralde çok ciddiyetsiz bu okul. Beni de almayacaklar zaten.

O sırada dayım akıl ettirdi. "Burcu, kaçta arayacağız dediler?" "11 Pasific Standard Time" "EE, Amerikanın doğusuyla batısı arasında 3 saat fark var." Ben tabi o sıralarda dayanamayıp okulu aramıştım bile. "Pardon benim interview'ım vardı. Fakat kimse aramadı. Neden?" Kadın şaşırdı. "Pardon, daha kimse işe gelmedi size 1 saat sonra geri döneceğiz" Ben aradığımda orda saat sekizmiş meğer.

Biraz bekledim. Arayan sonran gene olmayınca, yarım saat sonra celallenmiş bir şekilde tekrar aradım ve en ufak bir karışıklığa akıl erdiremeyen Amerikalılar "Mavi Ekran" verdiler. Sonuç olarak günün randevuları "PİÇ" oldu. Benim Interview yalan oldu.

Hem ben şaşırdım, Hem de Amerikalılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder